top of page

UYKU BOZUKLUĞU

En sık karşılaşılan uyku sorunlarından birinin uykusuzluk olduğunu söyleyebilir miyiz?

 

Çevremizdeki pek çok kişi uykusuzluktan yakınıyor.

 

Uykusuzluğun bir tanımı ya da ölçüsü var mıdır?

 

Uykusuzluk uykuya dalmak ve sürdürmekte güçlük olarak tanımlanır. Sıklığı toplumda oldukça yüksek bir rahatsızlıktır. Hatta zaman zaman uykusuzluk yaşamayan kişi nadir bulunur. Uykusuzluğun bir hastalık olarak tanımlanabilmesi için belli bir süre devam etmesi ve kişinin günlük yaşam aktivitesi, akademik-sosyal yaşamını engellemesi gerekir. Örnek vermek gerekirse uykusuzluktan yakınan bir kişi gece uyuyamadığı için gündüz sürekli uyukluyorsa mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durum var demektir. 

 

Sağlıklı uyku nasıl olmalı? Sağlıklı bir uykunun özellikleri nelerdir?

 

Sağlıklı uykunun en önemli belirtisi sabah dinlenmiş ve dinç olarak kalkabilmektedir. Gündüz aşırı uykululuk, uykuyu sürdürme bozukluğu, aşırı uyanma, dinlenmiş kalkamama, aşırı rüya görme gibi durumlar da uyku kalitesinin bozulduğunun göstergeleri olabilir. Bilinenin aksine uykunun kalitesi ile süresine çok bağımlı değildir. Bazı kişiler uykusunu ancak 12 saat uyuyunca alabilirken bazı kişilere 4-5 saat uyku yetebilmektedir. Kişi, dinlenmiş olarak uyanabiliyor ve günlük işlerine sağlıklı devam edebiliyorsa uyku süresinin kısa olması bir hastalık var olduğu anlamına gelmez. 

 

Uyku sorunları psikiyatrik hastalıklara yol açabilir mi? Ya da psikiyatrik hastalıkların temelinde uyku sorunları yatar mı?

 

Her iki durumla da karşılaşıyoruz. Örneğin uzun süre uyuyamayan kişilerde huzursuzluk, sinirlilik, depresyon gibi durumlar görülebiliyor. Uyku kalitesini bozan uyku apne sendromu gibi durumlar da çeşitli psikiyatrik bozukluklara neden olabiliyor. Tam tersi, depresyondaki bireylerde uykusuzluk oldukça sık görülüyor. Güne kaygı bozukluğu da karşımıza uykusuzluk olarak çıkabiliyor. Bazı durumlarda uyku bozukluğu mu psikiyatrik hastalıktan, yoksa psikiyatrik hastalık mı uyku bozukluğundan kaynaklanıyor ayrımı kolay yapılamayabiliyor. Bu nedenle uyku bozukluğu ile başvuran bütün hastalardan geçmiş uyku alışkanlıkları, ilaç kullanımı, psikiyatrik öykü gibi ögeleri içeren geniş bir öykü alınması gerekmektedir. 

 

Uyku sorunlarına yol açan etkenleri sıralayabilir misiniz?

 

En sık karşılaştığımız durum yukarıda belirtildiği gibi uykusuzluktur. Özellikle uykuya dalma zorluğu sıklıkla hastaların hekime başvurma nedeni oluyor. Uykusuzluğun en sık karşılaştığımız nedenleri aşırı uyarıcı tüketimi, teknoloji bağımlılığı, gündüz fazla şekerleme yapma ve psikiyatrik hastalıklardır. Huzursuz bacaklar sendromu özellikle akşam saatlerinde bacaklarda huzursuzlukla kendini gösteren ve uykusuzluğa neden olan önemli bir başka rahatsızlıktır. Bunun yanında tıkayıcı uyku apne sendromu, aşırı şiddetli horlama ve uykuda nefes durması ile karakterize bir durumdur. Gece uykuda yeterince rahat nefes alamama uyku kalitesini bozarak gündüz aşırı uykululuğa neden olur. Uyku sırasında karşımıza çıkan bir diğer problem parasomnilerdir. Bu grup içinde uykuda konuşma, uyurgezerlik, sallanma gibi hastalıklar sayılabilir. Özellikle çocukluk çağında görülen bu hastalıklar genelde selim seyretse de anne-babaları endişelendirebilmektedir.

 

Teknoloji kullanımı ile uyku arasında nasıl bir ilişki vardır?

 

Teknoloji kullanımı özellikle uykusuzluk nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Yatakta tablet ve akıllı telefon kullanımı her yaştaki insanın uykuya dalma süresini uzatabilmektedir. Bu tip cihazların yaydığı ışık beynin uyku uyanıklık döngüsünü değiştirmekte ve beden ritmini bozabilmektedir. Uyku hijyeni açısından gecenin geç saatlerinde ve yatakta teknolojik aletlerin kullanımından kaçınmak gereklidir. Yine genç bireylerde ve öğrencilerde sık gördüğümüz ve uyku bozukluğuna yol açan bir alışkanlık dijital oyun bağımlılığıdır. Bazı bireyler gece geç saatlere kadar dijital oyunlar oynayarak uyku-uyanıklık ritimlerini bozabilmektedir. Bu durum karşımıza gündüz aşırı yorgunluk ve ders başarısında düşme olarak çıkabilmektedir. 

 

Uyku hijyeni ya da sağlıklı uyku ile ilgili tavsiyelerinizi sıralayabilir misiniz?

 

Uyku hijyeni için genelde uyumak için yattığımız saati çok değiştirmememiz, uykuya dalmadan önce yüksek ışık gürültü ve teknolojik araçlardan, özellikle sosyal medyadan uzak durmamız gerekir. Yine uykuya yakın saatlerde ağır gıdalar yiyip içmemek,  kafein içeren uyarıcılar, alkol, sigara tüketmemek uyku hijyeni açısından önemlidir. Uyuduğumuz ortamın kalitesi, yastık ve yatağın rahatlığı da kaliteli bir uyku açısından önemlidir. Şekerleme denilen gündüz uyuklamalar bazı kişilerin çok sevdiği alışkanlıklardır. Ancak gece uykuya dalma sorunu varsa gündüz şekerlemelerinden kaçınmak gerekir. 

 

Uyku sorunlarında hangi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır?

 

 

Uyku sorununa göre tedavi yöntemi değişir. Uykusuzlukta genelde altta yatan duruma göre tedavi verilir. Örneğin uykusuzluğa neden olan depresyonsa öncelikle bu rahatsızlığın tedavisi gerekir. Uyku hijyeni bozukluğuna bağlı uyuyamama varsa basit bazı yaşam tarzı değişiklikleri ile uyku sorunu giderilebilir. Bazı hastalarımızda ise uykuya dalmayı kolaylaştıracak ilaç tedavileri gerekli olmaktadır. Uyku apnesi gibi uyku kalitesini temelden bozan bir hastalık şüphesi olduğunda mutlaka hastanın bir gece uyku laboratuvarında yatırılarak polisomnografi denilen uyku testine alınması gerekir. Bu test sonunda uyku apnesinin tipi anlaşılarak hedefe yönelik bir tedavi verilebilir. Özellikle  çocuklarda uykuda bağırma kabus görme, uykuda yürüme, konuşma gibi bi durum varsa bir uyku bozukluğu mu yoksa epilepsi gibi bir haslık mı duruma neden oluyor anlamak için uykuda elektroensefalografi tetkiki yapmak gerekir.

Tıkayıcı uyku apne sendromu (TUAS)

  TUAS kısaca uykuda solunum yollarının tıkanması sonucu nefes alamama ve almakta zorlanma anlamına gelir. Apne kelime anlamı olarak solunum durması demektir. Toplumda sık görülen bir rahatsızlık olmasına karşın az tanınmaktadır. En sık belirtisi çok şiddetli horlama ve uykuda hastanın yakınları tarafından tespit edilen nefes durmasıdır. Nefes durmaları uyku sırasında solunum yolunun daralıp tıkanması ve buna bağlı hava giriş çıkışının durması ile oluşur. Bazen hasta uykudan nefes alamayarak uyansa da genelde hastanın kendisi tarafından bir şey hissedilmez. Hastalar kendileri genelde sabah dinlenmemiş olarak uyanma ve gündüz aşırı uykululuktan yakınır. Gündüz aşırı uykululuğu olan kişiler sürekli uyuya kalma eğilimindedir. Bu durum iş ve sosyal yaşamı olumsuz etkiler, ayrıca özellikle araç ve makine kullanan kişilerde tehlikeli kazalara neden olabilir. Gündüz sürekli uykululuk hali hisseden, istemsiz olarak uyuya kalan kişilerin mutlaka uyku testi ile değerlendirilmesi gerekir.

TUAS’ ı olan hastaların bir diğer yakınması da sabah dinlenmeden kalkma, gündüz yorgunluk ve halsizliktir. Bu yakınmaların temel nedeni gece uykusunun apnelerle bölünmesi sonucu uykunun tam olarak alınmaması ve buna bağlı dinlenememektir. Bu gibi yakınmalar olan hastaların sıklıkla yakınmaları depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara bağlanmaktadır. Bu nedenle tedaviye yanıt vermeyen ruhsal bozukluklularda da uyku apnesinin sorgulanması gerekir.

 

Uyku apnesi olan bireylerde karşımıza çıkan bir diğer bulgu da metabolik ve kalp-damar hastalıklarıdır. Uyku apnesi olan bireylerde obezite özellikle sık görülür. Boyun bölgesindeki yağ miktarının artması solunum yollarının tıkanmasına neden olabilir. Bunun yanında uyku apnesi olan bireyler kilo vermeye çalıştıklarında sıklıkla başarısız olurlar. Gece uykusunun bölünmesine bağlı metabolizma bozulur ve buna bağlı olarak da kilo verilmesi güçleşir. Tedavi olan uyku apnesi hastaları ise kilo vermekte başarılı olabilirler. TUAS’ı olan hastalarda obeziteye ek olarak diyabet, hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları da sıklıkla görülmektedir. TUAS’ın başarılı tedavisi sonrasında eşlik eden bu rahatsızlıkların tedavisi de kolaylaşır.

 

  Uyku apnesi belirtilerinin varlığında bir uyku uzmanına gitmek gerekir. Uyku apnesinden şüphelenildiğinde polisomnografi denilen uyku testi istenir. Bu testte hasta bir gece uyku laboratuvarında yatar ve solunum, kalp hızı, beyin aktivitesi gibi veriler kaydedilir. Uyku apnesi tanısı açısından özellikle apne/hipopne indeksi denilen saat başına düşen solunum olaylarının sayısı önemlidir. Normal uykuda saatte 5 den az solunum olayı olması gerekir. 5-14 arası hafif, 14-29 arası orta, 30 üstü de ağır TUAS olarak adlandırılır.

 

  TUAS varlığında çeşitli tedavi yaklaşımları uygulanabilir. En sık uygulanan tedavi biçimi uykuda pozitif hava yolu basıncı cihazlarının kullanımıdır (CPAP ve benzeri). Bu cihazlar uyku sırasında takılan bir maske yardımıyla solunum yollarına pozitif basınçlı hava uygulayarak solunum yollarının açık kalmasını sağlar. Cihazın basıncının ayarlanması için de hastanın polisomnografiye ek olarak bir gece titrasyon dediğimiz ayarlama işlemi için uyku laboratuvarında yatması gerekir. Titrasyon sonucu hastanın apnelerini engelleyen basınç tespit edilerek cihaz bu ayarda kullanılmak üzere reçete edilir. Uygulanan bir diğer tedavi de cerrahi müdahaledir. Bu tedavi genelde çocuklarda bademciklere bağlı ortaya çıkan uyku apnelerinde kullanılırken, erişkindeki uyku apnelerinde cihaz tedavisi ile yakınmaları düzelmeyen veya cihazı kullanamayan hastalarda uygulanır.

 

  TUAS yaşam kalitesini bozan, performansı düşüren, kalp damar hastalıkları, inme gibi ciddi hastalıklara zemin hazırladığı için hızlı tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Özellikle gündüz aşırı uykululuk, uykuda tıkanma, aşırı horlama yakınmaları olan hastaların TUAS açısından teklik edilmesi gerekir.

Doç.Dr. Barış Metin

uykusuzluk.jpg
bottom of page